Mavi Şemsiyeli Kız Bölüm 2

 


6 Ay önce…

Yetenek sınavına girmek istediği üniversitenin başvuru kabul açıklaması yarın duyurulacaktı. Hayatının belki şu an için en önemli günü diye düşünüyordu. Eğer başvurusu kabul edilirse ilk önce yetenek sınavı için verilen konu üzerine kısa bir film çekmesi gerekiyordu. Bu filmi çekeceği zaman kuracağı ekip yetenek sınavına girmiş öğrencilerden oluşturması isteniyordu. Tanımadığı insanlarla bir film yapmak nasıl olacağını sınav ile tecrübe edecekti. Yatağından kalkarak yönetmen olmaya karar verdiği filmin posterine baktı. İzlerken etkilendiği filimde oyuncu olmak değil yönetmen olmak istemişti. Çünkü filmdeki bütün olay yönetmenin gözüyle anlatılıyordu. Sevdiği yönetmene ait bütün filmlerini izlemiş hayata bakış açısını öğrenmişti. “Herkesin kendi bakış açısına göre, o an neyi görmek ve anlatmak istiyorsa onu göstermeli seyirciye. “  bir röportajında okumuştu bu cümleyi.  Çektiği filmin izleyen seyircileri düşünürken elinde olmadan gülümsedi. Hayali bile güzeldi.

Annesinin yorgun adımları yoğun bir şekilde odasına doğru geliyordu. Bunun anlamı kahvaltı hazır herkes seni bekliyor bir an önce gel diyordu. Evdeki kırılmaz kurallardan biriydi. Sofrada bir arada oturup yemek yenilecekti yemek yemesen bile sofrada bulunması gerekiyordu. Sonuçlar açıklanacağı için heyecanlıydı şuan yemeği düşünecek durumda değildi.   Postere son bir kez daha bakıp odasının kapısına doğru ilerken annesi kapıyı açtı:

“ Kahvaltı hazır, hadi gel başlayalım.”

“Hiç iştahım yok yemesem olmaz mı?”

“Hiçbir şey yemesen bile sofrada bulun. Babanın bu konudaki tutumunu biliyorsun.”

Şansını denemeye bile fırsat bırakmamıştı annesinin arkasında mutfağa doğru ilerledi. Annesini kendi zevkiyle döşediği mutfağına baktı. Sinema ile ilgili okuduğu bir kitapta ki cümleler aklına geldi: “Film sahnesini çekeceğiniz zaman kendi gözünüzle baktığınızda karaktere dair her şeyi bilmelisiniz.”  Annesinin mutfağı, klasik Türk mutfaklarının aksine daha modern şekilde yerleştirmişti. Duvarın bir kısmına babasının yaptığı çay raflığı vardı. Çeşitli bitki çayları ve ona uygun bardaklar bu raftaydı. Gün içerisinde sadece siyah çay içilmiyor duruma göre bitki çayları demleniyordu. Sütlü kahvenin renginin ağırlıklı olduğu mutfakta babası gazetesini almış sadece ona ait çay bardağında çay içip gazetesini okuyor bir yandan da kahvaltısını yapıyordu. Annesi, kız kardeşi Elif’e bir yandan kahvaltısını yapmasını söylüyor diğer yandan mutfakta bulunan küçük televizyonda Pazar günü yayınlanan magazin programını pür dikkat izlemeye çalışıyordu. Elif kendi âleminde tabletinden sosyal medya hesaplarında geziniyordu. Erkan, önündeki soğumaya yüz tutmuş bir çayı içmek yerine aile üyelerinde olan bu iletişimsizliğe bakıyordu. Aile üyelerinin bir arada olduğu güzel bir kahvaltı sofrasındaki iletişim eksikliğini kısa film şeklinde çekebileceğini düşündü. Odasına gittiğinde unutmamak için not defterine yazacaktı. Bu şekilde küçük notlar alarak nasıl bir film karesi oluşturacağını düşünüyordu.  Bardaktaki çayı dökmek için kalktığında:

“ Kahvaltı bile etmedin insan bir lokma bir şey yer öyle kalkar.”

“ Odama geldiğimde de söylemiştim canım bir şey yemek istemiyor anne!  Babam bir arada bulunmamızı istediği için oturdum sofraya gerçi muhabbete doyum olmuyor doğrusu.” Dediğinde babası gazete sayfasını kıvırıp baktığında ne demek istediğini anlamıştı. Bardağı kirli kısmına koyup odasına doğru gitti. Annesi ile babası arkasından konuştuğunu adım gibi biliyordu. Babası yine okumak istediği okul hakkında söylenmeye başlayacak annesi sadece o okul değil başka okulları da tercih ettiğini kendi sözlerini dinleyeceğini söylüyordu. Yarın açıklanacak olan sınav sonucunda yıllardır yaşamak istediği düzeni kurmaya bir adım atmış olacaktı. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar