Mavi Şemsiyeli Kız Bölüm -6

 


Ne olduğunu anlamadan uyandığında etrafına bakıp nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Dinlenmek için oturduğu banktaydı. “O kadar yorulmuşum ki nasıl uykuya daldığımı anlamadan rüya bile gördüm.” Diye düşündüğünde gülümsedi elinde olmadan. Yağmur durmuş,  sakin adımlarla yürümeye başladı. Rüyada ölürken neden mutlu hissettiğini anlayamamıştı. Normalde gördüğü her rüyayı hatırlamaz hatırlasa bile yorumuna bakmazdı. Bu rüyayı o kadar net hatırlıyordu ki telefondan arama motorundan rüya yorumlarına bakarken buldu. Hiçbir yorum ona mantıklı gelmiyordu. Anlamı olmayan bir rüyayı neden bu kadar net hatırladığını anlayamadı. Mantıklı bir açıklama bulmak istercesine yorumlara bakmaya devam ederken “Biri ambulansı arasın” gibi bir ses duydu ve farkında olmadan o yöne doğru gitti. Çevresine baktığında rüyasında gördüğü sokaktan bir kez daha geçiyordu. Adımlarının hızlandırarak seslerin yoğunlaştığı yere yürüyordu.  Eski Rum evlerinin olduğu sokağın ortasında insanların etrafını sarmış biri yerde yatıyordu.  Antikacı dükkânın önünde sanki film çekiliyormuş gibi çay içip ne olacak diye bekliyorlardı. İnsanlara doğru yaklaştığında tereddüt etmeden bir kişinin önüne geçip yerde yatan kişini kim olduğunu merak edip baktığında gözlerine inanamadı. Yerde kendisiydi ve sanki derin bir uykuda uyuyordu. Başında duran kişi elinden geldiğince kalp masajı yapıyordu. Hala rüyada mıydı anlayamıyordu. Yanındaki adama ne olduğunu anlamak için soru sorduğunda adam onu hiç duymamış gibi bakmaya devam ediyordu. Bir şeyler yapmalıydı, telefonundan 112’ yi aramak için çantasından çıkartmak için açtığında telefonunu bulamadı. Rüyada bile hırsızlık olayı olması bile bilinçaltının nasıl işlediğine hayret ederken yerde kendi telefonunu gördü ölü olan bedenini kurtarmak için yerden telefonunu aldı, numarayı tuşladı:

“ 112 Acil servis nasıl yardımcı olabilirim.”

“ Bir kalbi duran bir kişi var burada bulunduğumuz Cihangir Sıraselviler Caddesi, acil ambulans gelmesi gerek!”

“ Konuşmayacaksınız lütfen acil hattını meşgul etmeyiniz.” Deyip telefonu kapadığında şaşkınlık içerinde kalakaldı. Tekrar numarayı araya deneyeceği sırada:

“ Aramayı bırak seni kimse duymayacaktır.” 

Sesin geldiği yere doğru baktığında olduğu yerde şaşkınlık içerisinde kaldı. Mavi şemsiyeli kız karşısında duruyordu. Rüya içinde rüya gördüğünü hala anlayabilmiş değildi rüya içerisinde olduğu halde cevap vermek istedi:

“ Rüya olsa bile yerde yatan benim bedenim ve onu kurtarmalıyım. İnsanlara dokunuyorum ve sesime tepki veriyorlar. Sadece bir arama hatası olduğu için sesimi duymamış olabilir.”

“Sen hala rüyada olduğunu mu zannediyorsun? Senin dokunduğun kişiler seni sadece bir ürperme olarak algılayabilirler seni göremez, duyamaz ve seninle konuşamazlar. Zamanımız kısıtlı bir an önce buradan ayrılmamız gerekiyor. Sana anlatmam gerekenler var.”

“ Sen benimle dalga mı geçiyorsun! Resmen öldüğümü söylüyorsun bana. Rüya içinde olduğumu ikimizde çok iyi biliyoruz. Bana ne anlatmak istiyorsan da ilgilenmiyorum. Bir an önce bu rüyadan uyanmam gerek!”

“ Rüya dediğin bu durumdan uyanmam için de beni dinlemem gerek!  Geçen her dakikayı bu şekilde konuşmaktan kaybediyoruz. Eğer beni dinlersen bu rüyadan nasıl uyanacağını gösteririm.”

“ Tamam, seni dinleyeceğim ama sende sözünde duracaksın. Anlaştık mı?”

“ Anlaştık. İlk önce burada uzaklaşmamız gerekiyor beni takip et.”

“ Işınlanma gibi bir durum yok mu sonuçta bir rüyadayız. Daha hızlı gideriz.”

“ Bu durumda maalesef ışınlanma gibi bir şey yok.”

Nefes alabiliyor, yürüyebiliyor etraftaki her şeyi duyabiliyordu. İlk defa rüya âleminde duyu organları ile net bir şekilde algılaması onu hayretler içerisinde bırakıyordu. Mavi şemsiyeli kızı aynı adımlarla yürümeye devam ediyordu. Kendisine anlatacağı ne olabilirdi acaba diye düşünmeden edemedi.  İnsanların arasından öylece geçiyor ve kimse onları fark etmiyordu. Uyandığında bu rüyayı umarım hatırlarım diye aklından geçirdi. Güzel bir kısa film olur Aslı’ya bunu anlatırsam güzel bir senaryo yazar.  Aklına şimdiden bir sürü fikir gelmeye başlamışken:

“Çok düşünme uyandığında hiçbir şey hatırlamayacak bir yapbozun içinde bulacaksın kendini.”

“Ne demek istiyorsun? Her şeyi bu kadar net hissedebiliyorsam uyandığımda da net hatırlayacağıma eminim.”

“ Bu kadar emin konuşma derim. Şuraya oturalım.” Dediğinde oturduğu banka geldiğini görünce:

“ Rüyanın başladığı yere geliyoruz. Burada uyanacağım için ve bedenim burada olduğu için geldik buraya dimi?”

“Zamanımız boşa kaybedecek sorular sorma lütfen. Sadece şunu söyleyebilirim başka bir boyuttayız ve insanlar seni düşündüğün şekilde algılamazlar anladın mı? “

“ Tamam, seni dinliyorum.”

“ Anladığın için teşekkür ederim. Arkadaşlarınla muhabbet ettiğin mekânda defter okuduğunu gördüğün kişi benim ablam okuduğu defter de benim hastalandığım vakit gün be gün neler olduğunu yazdığım defter. 10 sene sonra postalanacak şekilde gönderdim. Ablamdan hastalığımı gizledim çünkü benim için kendi hayatını yaşamayı unutup benimle ilgilenecekti. Bunların hepsini defterde yazdım.”

“Madem defterde yazdıysan bunları neden bana anlatıyorsun?

“ Ablam defter eline ulaştığından ve gerçekleri öğrendiğinden beri fark etmediği ve bunun sonucunda ölmüş olduğum için kendini suçluyor. İşte burada sana görev veriyorum. Ablama onu çok sevdiğimi, hastalığımın hiçbir tedaviye cevap vermediği için ölümü kabullendiğimi artık hayatını yaşaması gerektiğini söyleyeceksin.”

“İyi de bunu nasıl yapacağım ablanı sadece bir kere gördüm ve yüzünü de görmüş sayılmam nasıl bulacağım onu ve bu dediklerini söyleyeceğim?”

“Merak etme o seni bir şekilde bulacak. Bu görevi benim için yerine getirdiğin için teşekkür ederim. Bana verilen zaman bitmek üzere, senin için zor bir duruma sokuyorum fakat bunu başarabileceğine eminim.”

“Bir dakika nasıl bu kadar emin olabiliyorsun bu görevi yapabileceğime uyandığımda hiçbir şey hatırlamayacağımı söyleyen sensin hatırlayamadığım bir görevi nasıl yerine getirebilirim ki?”

“ Eminin çünkü Rabbim tevafuk etmezdi.” Dediğinde etraftaki her şey birsen bire kaybolmaya başladı. Birden bir kara deliğin içine girmiş gibi etraf kararmaya ve her şeyin yutulmaya başladığı vakit bir rüya olduğunu ve artık uyanması gerektiğini anladığı için kendini o boşluğa bıraktı. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar