Dizi -Film Güncesi: The 7 Lives Of Lea

   

Merhaba, bugün sizlere burada çok uzun zaman önce değilde kısa da diyemeceğim bir süre içerisinde izlediğim mini bir diziden bahsedeceğim. Son zamanlarda yazdığım diğer dizi- film güncesi yazılarında olduğu gibi bu aralar inanılmaz derecede mini dizilere takmış durumdayım. Normal şartlarda bir oturuşta sezon sezon dizi bitiren biri olarak, bu aralar yaşadığım yoğun tempolu iş ve sosyal hayat düzeni sebebiyle artık bir oturuşta bir sezon dizi bitirmek yerine en fazla 10 bölüm olan mini dizileri izlemeye başladım. İnsanın kendine vakit ayırmak için yapacağı aktivelerden biridir dizi izlemek.

Bugün burada yazdığım cümlelerde okuyacağınız dizini adı :Lea’nın Yedi Yaşamı adını ilk duyduğumda Amerikan yapımı bir dizi olduğunu düşündüğümde tamamen yanılmışım. Hollwood yapımları çevremizi o kadar sarmış ki her şeyi onlar yapıyor sanıyoruz. Mini dizi, bir Fransa yapımı ve 7 bölümden oluşan  bilimkurgu temalı zamanda yolculuğu ele alan aynı adla yer alan Leo Belami tarafından yazılmış olan bu kitap Charlotte Sanson tarafından diziye uyarlanmış.dizi konusundan bahsedecek olursam: Herkesin bir dönem yaşadığı ergenlik sorunları yaşayan Lea katıldığı bir partide sarhoş olup nehir kenarında kendini bulurken genç bir adama ait bilekliği bir iskelet kalıntısı üzerinde bulur.  Bilekliği alır ve taktığında ise olaylar başlar. Her  gece uyuduğunda farklı bir bedende uyanır. Aslında bedeninde uyandığı kişi anne ve babasının çok yakın arkadaşlarıdır. İlk an bir şey anlamaz ama sonrasında uyandığı her farklı beden ailesinin en yakın arkadaşı olan İsmail’in bedeninde sırasıyla onun çevresinde yakın olan herkesin bedeninde uyanır. İsmail, bir açıklanamayan bir şekilde ölmüştür ve kasabadaki herkes anlaşmış gibi bu konuda kapanmıştır ama Lea bu konu hakkında o kadar çok ilgilenir ki sonunda farkında olmadan İsmail’e aşık olur. 

Diziyi konusunu daha fazla değinmeden bu dizinin bende yarattığı etkileri burada yazmak isterim. Ailemizin nasıl bir araya geldiklerini yada geçmişlerini çok net bir şekilde bilemeyiz. Sadece bize anlatılan üstünkörü bilgilerin sahibiyiz. Kendime sorduğumda benim annem ve babam nasıl bir araya geldi diye sorduğumda bildiğim cevapları aldım. Aslında bana söylenen cevap doru değildi. Bu cevabı yaş aldıkça ve hayat tecrübesi kazandıkça öğreniyorsunuz. Herkesin kendisine göre ailesini anlatmak istemediği kendi çocuklarından  bile sakladığı sırları vardır. İlk başta basit ergenlik çatışması olarak anlaşılan dizide ilerleyen yedi bölüm boyunca her karakterin aslında ne gibi sırlar sakladığını görebiliyoruz. 

Bazen ailemizin bizi anlamadığını hayatın o sarsılmaz rutininde yaşadığımızı düşünürken gerçekte olan bizim yaşadığımız o duygusal durumları onlarda zamanında yaşamış olduğu gerçeği yadsınamaz. Hayatınızda var olan bir kişinin, yaşadığınız her anı etkilediğini ve etkiden dolayı aldığınız kararları da değiştiğini görebiliyorsunuz. Kendi hayatımızda da bu etkileri görmek mümkün. Hayatımızda olan her insan verdiğimiz kararlara direk yada dolaylı yoldan etkileyebilir. 

Sadece kendi başımıza aldığımız kararlar da hayatımızdaki bir sonraki adımı ve ondan sonra olacakları da inanılmaz derecede değiştirebiliyor. Bir örnek vererek açıklamak istiyorum. Hayatınızda her daim olmasını istediğiniz biri var yalnız bu kişi sizi hayatında yeterince yer vermiyor ve budurum sizi değersiz hissetmenize yol açıyor. Fakat kendinizi onun hakkında o kadar kandırmış olduğunuzun farkında değilsiniz ki bu değersizliği bile anlamak istemiyorsunuz ama günün birinde söylediğiniz bir cümle karşılığında aldığınız cevap sizi gökyüzünden yer yüzüne indiriyor. Yaşadığınız bu durum o kişiyi tamamiyle hayatınızdan çıkarmanıza sebep oluyor ve bir daha görmek istememize rağmen aklınızın bir köşesinde kalıp ya tam tersi olsaydı düşüncesi ile başlasa kalıyorsunuz.

Buraya yazdıklarımı okuduysanız teşekkür ederim. Umarım merak edip diziyi izlemenize vesile olurum. Bir sonraki blog yazısında görüşmek üzere…

Yorumlar

Popüler Yayınlar