Bir Pazar Yazısı: Hiçliğin Ortasında
Yaşadığımız hayatta ki bu kişiye göre değişir bulunduğumuz her an bize hayatla ilgili bir bilgi verebilir. Bu bilgiyi o an öğrenebiliriz yada ileriki zamanda bize cevabı olacak şekilde gelebilir Bu süreç tam olarak kişinin yaşam tarzına göre değişebilir. Yalnızlığı çok derinden hissettiğim o anda yazdığım cümlelere aslında gerçekten de yalnız olmadığımı beşeri olarak yalnız olsam bile O’nun beni yalnız bırakmayacağının güvenini kalbimde hissettim. Kalbimde hissettiğim o duygu beni ifade edemeyeceğim bir şekilde güçlü olmamı sağladı. Bu hayatta karşıma çıkan her zorluğa geçmem gereken bir imtihan olduğunu gördüm ve bu imtihanı geçmek için nasıl bir yol izlemen bilmek için O’na dua ettim, anlayabileceğim bir şekilde ne yapmam gerektiğini gösterdi. Burada önemli olan bize gönderilen o işaretleri kalbimizle görebiliyor muyuz? Eğer ki kalbiniz ile bakmıyorsanız o işaretleri görmeniz mümkün değil. Kalbiniz ile baktığınız anda o işaretleri net bir biçimde göreceksiniz. Nasıl gözle ve niyetle baktığınız bu süreçte önemli bir durum. Şuan içinde bulunduğum imtihanda ise O’na güvenerek bana ne yapmam gerektiğini göstereceğini bilerek dua ediyorum. Güzellikle, kolaylıkla hayırlısı ile bu imtihanı alacağıma eminim.
Hiçliğin ortasında hissettiğim şu an neler hissettiğimi merak ediyorsunuzdur. Bu konuyu anlatamadan önce kendimce küçük bir bilgi vereceğim. Hangi düşünceyi savurursa savunsun okuduğum kitapları her zaman tarafsız bir gözle okurum. Bu gözle okumamda ki sebep savunduğu düşünceyi yazarın kendince nasıl açıkladığına dikkatle bakarım. Bu şekilde düşünmesine etken olan nedenlere bakar hayatında ne gibi değişiklere olduğuna okurum yazdığı cümlelerde. Bu yazdıklarıma örnek verecek olursam farklı bakış açılarına sahip yazarlardan okuduğum kitapları düşünecek olursam Tasavvuf düşüncesi bende tasavvuf ve sufi düşüncesi olarak ikiye ayrılıyor. Bu konuda ayrıntılı konuşmak için daha çok araştırma yapmam gerektiğini farkındayım, bu konunun çok başında olduğumu biliyorum.
Yaşadığımız dünyada insanoğlunun dur durak bilmeden bir yerlere yetişme çabası, geri alamayacağı zamanı değerini bilmeden harcaması sonucunda hayat bir zaman sonra o insanın ders alması için duvara şiddetli bir şekilde çarpmasını sağlıyor. Çarpma sonrasında ders alınıp alınmadığına bakıyor. Hiçliğin ortasında bulunduğum odadaki pencereden dışarı bakarken farkında olmadan bazı anları çok hızlı yaşadığımı görmem gereken her şeyi görmediğimi fark ettirdi. Aslında bir önceki cümlemde yazdığım gibi duvara çarpmadım sadece dünyada aslında küçücük bir nokta değil hiç olmanın nasıl bir duygu olduğunu O’nun yarattığı her varlıkta onu nasıl görebileceğimi gösterdi. Anı hızlı bir biçimde yaşamak değil yavaşlamam gerektiğini kalbimle gösterdiğinde hamd ettim. Bu yolda nasıl ilerleyeceğimi bana göstermesi için dua ederken işaretleri görebilmeyi istediğimde nasıl hissedeceğimi bilmiyorum. O biliyor.
Umarım yazdığım cümlelerde kendinize ait bir cümle bulduysanız ne mutlu bana bir sonraki cümlelerde görüşmek üzere…
Yorumlar
Yorum Gönder