İsimsiz Hikaye: Adı Konulmamış Hikaye Bölüm 4







Buraya yazdığınız dosyanın benim tarafından okunup beğendiğimi düşünerek sizi bu oturduğunuz sıraya layık olduğunuzu aklınızdan çıkarmanızla derse başlamak istiyorum. Sizin yazdığınız gibi yüzlerce dosya okudum ve içinden en iyisi değil kayda değer olarak seçildiniz diyebilirim. Okuduğum her cümlenizde hayat verme çabanızı gördüğüm için seçtim diyebilirim. Bu sıraya oturan her yazar adayı için yazmak bir tutku olmalı birinci kural her zaman budur. Eğer ki popüler olmak, tanınmak yazı yazmayı başka bir amaç için kullanmak için buradaysanız ki bu durumu dersler içerdikleri her ne kadar saklamak isterseniz bile anlaşılır bir duruma gelir bu durum ortaya çıkmadan ve derse başlamadan sınıftan ayrılmanızı tavsiye edeceğim. Uzun bir konuşma olduğunu farkındayım ama ilk derste bu söylev çekmek durumundayım ki sonrasında bir ihtimal pişmanlık yaşamanızı , sizi edebiyattan uzaklaştırmak istemem. O zaman hazırsanız başlayalım.”

Aziz Hoca, anlatmaya başladığı hiç bir cümleyi kaçırmamak için elinde geldiğince not tutmaya başladı. Çoğu öğrenci kişisel bilgisayarından not tutarken, el yazısı ile not tutmak bir taraftan dinlemek zor olsada inanılmaz bir şekilde keyif alıyordu. Bas bariton olan ses tonu onu dinleyen yazar adaylarını gözünü ayırmayacak şekilde etki altına alıyordu. Hitabet gücü gerçekten yüksekti. Söylediği hiç bir cümle boş değil hepsi yazma konusunda atacağı her adımda işe yarayacağına emindi. 

Girdiği her derste farklı bakış açısından yeni bilgiler öğrenmek, öğrendiği bilgileri uyguladığında gösterdiği gelişme onu mutlu ediyordu. İşyerindeki arkadaşları yüzündeki mutluluğu hayatında biri olduğunu düşünerek yorum yapıyorlardı. Yazmaya başladıktan sonra daha çok okumaya , araştırmaya başlamıştı. Bir ortama girdiğinde insanları gözlemlemek onlar hakkında nasıl bir hikaye yazabilirim diye düşünmek hoşuna gidiyordu. Çevresindeki herkes ondaki bu değişikliğin yarattığı etkinin farkındaydı. Sadece cesaret edip sosyal platformda yazılarını yayınlamak için herhangi bir hesap açmamıştı. Aziz Hoca, onun değil sınıftaki herkesin yazdığı dosyayı okumuyordu. Özellikle “ Bir kontrol etseniz hocam,” diye bir cümle duyduğunda:

“Dosyana bakma için getirdiğine göre yazına güveniyorsun demektir. Yalnız şunu söylemek isterim ki sen her ne kadar yazına güvenerek benim onu okumam için getirdiğine göre san söyleyeceklerime de hazır olmalısın. Edebiyat dünyası, sosyal platformda gördüğün gibi her yazdığın yazının herkes tarafından beğeneceğini fikrini aklından  çıkarmanı şu an her ne kadar yeterince donanımlı olduğunu düşünmen gerekse bile hala tam anlamıyla bir yazar olarak kendini görmemeni, yazdıkça hiç bir zaman tamam olmayacağını sürekli kendinle yarış halinde geliştirmen gerektiğini bilmeni isterim. Daha yolun çok başındasın, yolun sonuna çok var.”

Bu yüzdendir ki yazdıklarını sadece kendine saklıyordu. Yazmaya başladığından beri ne kadar ilerlediğini görebiliyor fakat profesyonel anlamda kendini yeterli seviyede görmüyordu. Cevabını öğrenmek istediği bir sürü soru vardı aklında, bunlardan biri eğitim bittikten sonra ne yapacağını  bilememeseydi. Kendini tam anlamıyla bir yazar olarak görmüyordu yalnız yazı yazarken hissettiği mutluluk  mesleğinden daha çok büyük etki ediyordu. Yazı yazmaya devam edeceğini biliyor ama bunu profesyonel anlamda adım atmaya cesaret edemiyordu. Sınıftaki herkesin  sosyal platformda yazarlık üzerine birer profil sayfası vardı ve her anlarını, yazdıkları her şeyi bu platformda paylaşıp yayınevlerinin dikkatini çekmeye çalışıyorlardı. Bu adımı atmak istediğinden emin değildi. Yazdığı her yazı kendine ait bir parça gibi görmeye başladığından başkası okuduğunda artık ona ait olmayacakmış gibi hissediyordu.  

Günler böyle geçerken final zamanına az bir süre kalmıştı, herkes finalin nasıl olacağını merak ediyordu. Aziz hocanın nasıl bir final sınavı yapacağı hakkında her kafadan bir ses çıkıyordu. Final sınavını atlattıktan sonra hemen hemen herkesin aklında aynı düşünce vardı. Aziz hocanın önsözünü yazdığı dosyayı ne gönderip edebiyat dünyasına adını duyuracak şekilde giriş yapmak, bütün dikkatleri üzerine çekmek istiyordu. Sınıfta genel olarak bu düşünce hakimken Aziz Hocanın asistanı Duygu, sakin bir gülümseme ile bakarken konuşmaya başladı:

“ Kendimi bildim bileli Aziz hocanın ders verdiği çoğu sınıfını gözlenmeme fırsatım olmuştur. Sizin sınıf kadar  yazdığı her cümleye güvenen bir sınıf görmedim. Bu cesareti nerden buluyorsunuz çok merak ettim doğrusu,” dediğinde sınıfta açtığı sosyal medyada yazdığı hikayenin okunma sayısının çokluğu ile hava atan Cem, Duygu’nun yanına gelip:

“Onca senedir Aziz hocanın asistanlığını yapan sen nasıl olurda arkanda Aziz hoca gibi bir destek varken neden herhangi bir kitap yayınlamamışsın bende onu merak ediyorum,” dediğinde sınıfta  oluşan sessizlikte herkes Duygu’nun  vereceği cevabı bekliyorken, Cem ve Duygu birbirlerine ateş saçan gözlerle bakarken Cem sinir eden seni alt ettim gülüşüne Duygu da kendince gülümseyerek:

“ Klişe bir soru sormana inan hiç beklemiyordum ama beni hayal kırıklığına uğratmadın değil. Bu demek oluyor benim hakkımda herhangi bir araştırma yapmamışsın, o zaman sana kendimi kısaca anlatayım:Edebiyat dünyasında kabul görmüş 4 adet tezim var, senin en çok kitabını yayınlatmak istediğin yayınevinin  baş editörlerinden biriyim. Bu demek oluyor ki dosyanı gönderdiğin editör okuyup eğer basılmaya kayda değer bulursa bana getirip okumamı istiyor. Eğer yazdığın her cümle beni ve benden başka diğer okuyucuları hayatına bir şey katıp derinden etkileyecek bir seviyede görüyorsam kitabının basılmasına onay veririm. Bu  basılmış kitaplarımda var lakin kullandığım bir mahlas ile yayınladım ve bir çoğunuz da o kitabı okudu. O yüzden Cem bey sosyal platformlarda her ne kadar çok okunma sayınız olsa bile yine de kendinize bu kadar güvenmeyin derim. Aziz hocanın yaptığı her final sınavı bir diğerinden farklıdır. Yarın sınav başlamadan önce her şeye hazırlıklı olmanızı tavsiye ederim,” deyip sınıfa yönelerek:

“ Evet , arkadaşlar yarın final sınavına girmeden önce size tavsiyem Aziz hocanın size derste anlattığı her şeyi tekrar düşünmeniz çünkü yapacağı sınavda emin olun ki size anlattığı derslerin birinde sınavın nasıl olacağına dahil ipucu vermiştir. Şimdiden başarılar.” 

Sınıf yavaşça dağılırken herkes derin bir düşünce ile sınıftan ayrılıyordu. Yener kendini yarınki final sınavını düşünmemeye, kendini rahatlatmaya çalışırken bir taraftan da Aziz hocanın yazdığı bazı yazdığı yazıları güzel yorumlar yapması onu motive ediyordu. Eve doğru yola çıkarken bu yazma serüveni ile ilgili aklından geçen her şeyi yazmak için hızlı adımlarla otobüs durağına doğru yürümeye başladı. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar