Basit Anlamda Mutlu olmak

   İşe geldiğinden beri zaman geçmek nedir bilmiyordu.Güne iyi başlamasına rağmen herhangi bir yerden bir aksilik çıkacakmış gibi hissediyordu ama şu ana kadar hiç bir şey olmamıştı.Kendi kendine "Son yarım saat sonra işini devredip gidip çantanı hazırlayıp akşam da İzmir 'de olacaksın."düşünerek mutlu hissediyordu.Son dakikalar geçmek bilmezken birden telefonu çaldı.
"Efendim"
"Okan bey,işlerin yoğunluğu sebebiyle 4 saat mesaiye kalıyorsunuz.İyi çalışmalar"
"Tamam Tuğrul bey, iyi çalışmalar."
Sonunda beklediği aksilik karşısına çıkmıştı.Yine de akşam uçağını geç vakitte almış olduğundan hızlı bir şekilde hazırlanıp yola çıkması gerektiğini planlandı.Okan aklında plan yaparken yanına mesai arkadaşı Hakan yanına geldi.
"Suratından düşen bin parça, kötü bir durum yoktur umarım."
"4 saat daha mesaideyim o yüzden biraz moralim bozuk"
"Tamam anladım, Tuğrul bey sana yıllık izin öncesi mesaisi vermiş.Alışmalısın  çünkü bunu hep yapar."
"Ne yapalım hayır mesaiye kalamam deme lüksümüz yok." dedi.Uzayan mesaisine başlamadan evvel kendine gelmek için dinlenme odasına yöneldi, bir bardak çay doldurup oturdu."Sadece küçük bir zaman kaybı başka bir aksilik çıkamayacak ve sen o uçağa binmiş olacaksın"diye geçiriyordu içinden.Çayını içtikten sonra yeni görev listesini alıp bir an önce zamanın geçmesini bekledi.
     Mesai bitimine kadar elinden geldiğince hızlı bir biçimde çalıştı,4 saatin sonunda ondan mutlusu olan yoktu.Hiç vakit kaybetmeden üstünü değiştirip metroya yöneldi.İstanbul'un meşhur trafiğine takılma riskini göze alamazdı.Planladığı zaman kaybından biraz daha geride olacaktı.İlk metroya kalabalıktan dolayı binemedi, ikincisinde oturmasa bile bir şekilde binebildi.gün içerisinde geçmek bilmeyen zaman, hızlı bir biçimde geçmeye başlamıştı.Kendi durağına geldiğinde olabildiğince kalabalığı geçmeye çalışarak metrodan inebildi.İstasyondan hızlı adımlarla çıkıp eve doğru yöneldi.Eve girdiğinde, valizlerin bir kısmını hazırladığı için hiç vakit kaybetmeden duşa girdi.Şu ana kadar herhangi bir aksilik çıkmadığı için mutluydu.Üstünü giydikten sonra aynaya baktığında kendinden emin bir şekilde gülümsedi.Son kontrollerini yaptıktan sonra valizlerini alıp çağırdığı taksiye bindi.
"Havalimanı lütfen" dedi.Artık 16 gün boyunca İstanbul kaosunda uzaklaşmak için ilk adımını atmış bulunuyordu.Üniveristeyi bitirdikten sonra ani bir kararla öğrenci vizesiyle Amerika'ya gitmiş fakat 2 sene kaldıktan sonra aile özlemine dayanamayıp geri dönmüştü.Döndüğü gibi şimdiki işine başvuru yaptığı gibi kabul edilmiş, bir sene dolduktan sonra yıllık iznine çıkmıştı.
Telefonuna baktığında arayan annesiydi.
"Efendim anne"
"Nasılsın Okan, yarın kaçta burdasın oğlum?Ona göre sevdiğin anne kahvaltısını hazırlayayım sana."
"Sabah erken saatlerde İzmir'de olacağım anne.Sen hazırlık yapma ben geldiğimde beraber yaparız."
"Tamam, şimdiden iyi yolculuklar Uçaktan indiğin gibi beni ara "
"Peki annem ararım.Görüşmek üzere."dedi kendini inanılmaz biçimde mutlu hissederken bir yandan bir huzursuzluk bırakmıyordu peşini.Trafik adım adım ilerledikçe geç kalabilme telaşı da artıyordu.
"Kestirme yoldan gitme ihtimaliniz var mı? Yetişmem gereken bir uçak var."
"Ara sokaklardan gitsem bile beyefendi aynı çıkmaza gireriz.Merak etmeyin birazdan açılır yollar."
Pencereden bakmaya devam etti Okan,o sırada radyoda duyduğu bir haberle irkildi.
"Havalimanında bir uçak iniş yaparken pistten çıktı.Uçakta ölen veya yaralı olduğu henüz açıklanmadı.Bu olay nedeniyle hava trafiğinde büyük bir aksama oldu..."
Devamını dinleyemedi Okan.Artık geç bile kalsa zamanında uçağa binemeyeceğini biliyordu.Sürpriz yapacağı için ailedeki kimseye söylememişti erken geleceğini o yüzden telaşa düşecek kimse yoktu şimdilik.Telefonunu kontrol ettiğinde uçağının iptal edildiğine dair bir mesaj da gelmemişti.
      Havalimanına adımını attığında her yer curcunaydı, İnsanların sinirli halleri, sabırsızlığını şaşkınlık içerisinde izledi.Uçak biletini aldığı firmaya doğru ilerledi.Kendisine sıra gelene kadar sabırla bekledi.Gülümseyerek, sakin bir ses tonuyla;
" 20:30 İzmir uçağı  Okan Ataeren "
"Yalnız Okan bey, bildiğiniz üzere aprondaki kazadan dolayı uçağınız gece 01:15 te kalkacak.Arzu edersiniz yarın sabahtaki uçağa yer verebilirim."
"Sorun olmaz 01:15 uçağıyla da giderim."
"Peki işleminizi yapıyorum o zaman,uçuş kartınız iyi yolculuklar."
"Teşekkür ederim"
Gece yarısına kadar burdaydı.Ekrana baktığında diğer gecikme yapan uçaklardan kendi uçağı daha gözükmemişti.Kontrolden geçtikten sonra bir kahve alıp boş bulduğu masaya oturdu.Huzursuzluğu geçmişti ama kalabalık sanki üstüne üstüne geliyordu.Yanına kendi yaşlarında birisi geldi ve sordu:
" bu sandalye boş mu acaba?"
"Tabii buyrun alabilirsiniz "
Almak yerine Okan'ın yanına oturdu ve yanına gitarını özenle koydu.
"Merhaba, Gökhan ben Ankara 'ya gideceğim kısmetse siz?
"Okan bende kısmet olursa İzmir'e gideceğim."
"Buradaki insanlara göre sizi sakin görüyorum Okan bey"
"Sinirli olmak uçağımı vaktimde kaldırmayacağına göre sabırla beklemek düşüyor bana."
"Herkes sizin gibi benim gibi düşünmüyor malesef"
"Nasıl yani anlayamadım?"
"İnsanlara bakın, sinirli, sabırsız ve her şeyin hemen olmasını istiyorlar.Kendi yarattıkları kaostan bir an önce uzaklaşmaya çalışıyorlar."
"Ama başladıkları yere geri dönüyorlar."
"Aynen dediğiniz gibi, kazandıkça her şeyin daha fazlasını isterler.Çünkü daha mutlu olacaklarını düşünürler.Aslında mutlu olmak çok kolay, basit durumlardan keyif alarak mutlu olabilir insan."
"Nasıl olacak bu durum?"
"Şimdi buradaki herkese hayatlarında  unutamayacakları  bir  anı yaşatacağım.Şu yan masadaki üniversiteli gençleri görüyor musunuz ?
"Evet"
"İnsanları hayata döndüren farkında olmasalar bile müziktir.Hayatımdaki tek varlığım gitarımla çalacağım melodiler ilk önce onlar eşlik edecek ve sonra buradaki tüm insanlar"
"Çok büyük bir iddia  yapabileceğiniz  biraz zor gözüküyor."
"Güvenmediğim konu hakkınada konuşmam"dedi gülümseyerek eline gitarını aldı ve akorunu kontrol ettikten sonra çalmaya başladı.Dediği gibi çaldığı notalar gençlerden başlayarak  gençlerden başlayarak oradaki bulunan herkese yayıldı.Okan kendisi de şarkılara eşlik etmeye başlamıştı..İnsanlar şarkılara eşlik ettikçe yüzleri gülmeye, gergin bir ortam kaybolmuştı.Saatine baktığında zamanın nasıl geçtiğini anlayamadı..Gökhan'a hoşçakal deyip mutlu bir şekilde uçağı bineceği kapıya yöneldi.Uçağa bindiğinde gülümsemesi hala yüzündeydi.


Yorumlar

Popüler Yayınlar