Bir Kitap Güncesi Yazısı: Edebiyat Dünyasının Çok yönlü İnsanı: Yekta Kopan

Merhaba,

Bugün en sevdiğim yazarlar serisinin yazacağım son yazar olan Yekta Kopan’ı anlatacağım sizlere. Bu yazara kadar toplam 6 yazarı kendimce bana neler ifade ettiğini, neler kattığını sizlere anlattım.  Yekta Kopan neden benim sevdiğim bir yazar?

Kitap okuma alışkanlığımın hız kazandığı dönemlerde genelde roman tarzı kitaplar okuyordum. Üniversite zamanına kadar bu şekilde gitti. Hikâye kitaplarını en son ortaokuldayken Damla yayınevinden çıkan Kemallettin Tuğcu yazdığı kitapları okumuştum. Kemallerin Tuğcu kitapları okuyarak büyüyen nesillerden biriyim bende.  Yaş ilerdikçe farklı tarzda kitaplar okumaya başladıktan sonra hikâye kitaplarından çok roman okumaya başladım.

Üniversiteye başladığım ilk yıl nedense kitap fuarına gitmedim. Hatta bir ay boyunca İstanbul’a bile gelmedim. Çünkü ilk defa ailemden ayrı tek başıma bir yerde yaşamanın ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Ekonomik özgürlüğüm hala ailem tarafından karşılandığı için istediğim kitabı alabilmek için para biriktirmek zorundaydım. Bir sonraki sene kitap fuarına gitmeden önce kendime bir kitap listesi oluştururken gazetelerin verdiği kitap eklerinde yazılan eleştirilere göre kitaplarımı seçerdim. Evet, internet vardı ama şuan yaşadığımız zamana göre çok yaygın değildi ve sosyal medya daha yeni popüler olmaya başlamıştı. O sene iyi para biriktirmiştim ve aldığım bütün kitapları yanımdan götürmeye karar vermiştim. O zaman odamda bir tane olan kitaplığıma bakarken hikâye kitabı hiç okumadığımı fark ettim. Hikâye kitabı okuyacaksam kimden başlamalıydım?


O zamanki sınırlı olan internetten araştırmaya başladım hangi yazarı okumalıyım diye… En bilindik yayınevlerin web sitelerine bakmaya başladım. Kitabın içeriklerine, anlattıklarına dair neler var diye okumaya başladım ama ilgimi çeken bir kitap olmadı. Sonra Can yayınlarının web sitesine girdim. Şimdi var mı bilmiyorum ama o zamanlar kitabın bir bölümü web sitesinde yayınlanırdı. Kitabın ilk önce ismi dikkatimi çekmişti: “Aşk Mutfağında Yalnızlık Tarifleri” ilk bölümünü okumak için tıkladığımda okuduğum hikâye beni benden aldı. Dedim ki kendi kendime ben bu kitabı almalıyım.  Yekta Kopan ile tanışma şeklim bu şekilde oluştu.



Her okuduğum hikâye farklı anlatım şekliyle beni hayretler içerisinde bıraktı diyebilirim. Aslında en sevdiğim yazarlar serisinde ilk başta yazamam gereken bir yazardı Yekta Kopan çünkü çıkardığı her kitabı tereddütsüz alıyordum ilk tanıştığım kitapta sonra ama ben alfabetik sıra yazmaya başlayınca en son yazdığım yazar oldu.

Sırasıyla bütün kitaplarını almaya başladım. Kitap fuarından, sahaflardan nerede bulabilirsem almaya başladım. Çünkü yazılarında kendimi bulduğum ilk yazardır.  Bir de baktım yoksun adlı öykü kitabı diğer kitaplarına oranla benim için yeri ayrı olan bir kitaptır. Çünkü her cümlesinde anlatmak istediklerini o kadar güzel ifade etmiş ki tekrar tekrar okumama sebep olur ve her okumamda ayrı bir tat alırım. Bu kitapta altı çizilecek birçok cümleden ziyade hikâye başlıkları okuyucu cezbediyor. Buraya not düşmüyorum çünkü kitabı alıp okuyun derim. En son yazdığı romanı ‘Sıradan Bir Gün ‘adlı kitabını okuyup bitirdiğimde kitaptan önce ve kitabı okuduktan sonra çok farklı gözle bakmaya başlamıştım bazı şeylere. O yüzden okuyun okutturun derim.

Yekta Kopan sadece bir yazar değil sanat adına çok yönlü olan bir kişilik olan bir insan sunduğu programlar, yaptığı müzikler, seslendirmeler ve daha niceleri… Okuduğunuz yazarın kitabı eğer size bir şeyler katıp dünyaya daha farklı gözle bakmanızı sağlıyorsa o yazarın bütün kitaplarını okuyun. Sizi daha farklı insan yapacaktır.  

Yazımı sonuna kadar okuduysanız ve Yekta Kopan hakkında azıcık da olsa sizi meraklandırmış isem ne mutlu bana bir sonraki kitap güncesi yazısında görüşmek üzere…



 

Yorumlar

Popüler Yayınlar