Aklımdan Geçenler: Bu Hikayeyi Nasıl Yazmalıyım?

                                                                   Kül ve Yağmur 



Uzun zamandır hikaye yazma konusunda  kendimi zaman yaratıkça geliştirmeye çalışıyorum. Farklı kurgularda, konularda yazma, hedeflediğim sözcük sayısına ulaşma gibi kendimce belirlediğim noktalar var. Fırsat buldukça da yaratıcı yazma konusunda videolarda izliyorum. Konu başlığı ile şuan yazdığım cümleler ne alaka diye düşünebilirsiniz. O konuya da değineceğim. Bir hikaye yaratmak bana göre kolay bir süreç değil özellikle az cümle ile birçok  duygu düşünce anlatmak isterseniz  durum biraz daha zorlaşabiliyor. Lakin yazı yazmayı seven biri için bu durum  adeta bir kelime oyunu olabiliyor. Ve bunun gibi bir çok  durum bu süreçte her yazarın karşısına da çıkıyor.

  • Son iki yıldır isimsiz hikayeler başlığı altında  kendimce kısa ve öz hikayeler yazıyorum. İsimsiz hikayeleri kurgularken bazen izlediğim bir filmden, bazen gözlemdiğim bir olaydan yada bir kelimeden yola çıkarak yazabiliyorum. Yazmaya karar verdiğim iki yol izliyorum: birincisi doğaçlama hiç bir şekilde kurgu, olay örgüsü hiçbir şey yapmadan yazdığım cümlelerin gidişatına göre ilerleyen bir hikaye, ikincisi isa her yönüyle kurgulanmış olay örgüsü dahil tüm gidişat belli olan hikayeler. Biraz  da ruh halime göre de değişebiliyor çünkü yazma dürtüsü nerede ne zaman geleceği belli olmuyor ve yanımda her daim bir not defteri ve kalem taşımam gerekiyor. Etkilendiğim konu hakkında taslak oluşturmak için küçük notlar yazıyorum.

    Ne zaman yazdığımı hatırlayamadığım iki kelimeden bir isimsiz hikaye yazmak için not düşmüşüm defterime. O an o iki kelimeyi hangi duygu ve düşünce ile yazdığımı bilmiyorum. Sadece  : İsimsiz hikaye; kül ve yağmur yazmışım. Blog için nasıl bir yazı  hazırlayayım diye düşünürken defterimde gördüğüm bu iki kelimeden nasıl bir isimsiz hikaye çıkarabilirim onu düşünüyorum. İlk önce bir taslak oluşturmak için bu iki kelime üstüme düşmem gerek.

    Kül ve Yağmur ; hüzünlü bir aşk hikayesi mi olmalı yoksa hayallerine gerçekleştiremeyen bir kişiyi mi anlatmalıyım cümlelerimde..  Ayrıntılı bir biçimde düşünmeliyim. Eğer hüzünlü bir aşk hikayesi yazacaksam  şu sorulara cevap bulmalıyım:

    1-  iki kişi arasında geçen aşk kim tarafından son verildi?

    2 - ayrılmak isteyen kişi bu kararı neden ve nasıl verdi?

    3- ilişki de ayrılığa sebep olan kilit nokta neydi?

    4- ayrılık kararı alan taraf nasıl bir duygu durumundaydı?

    5- terkedilen taraf nasıl bir duygu içerisinde kaldı?

    6- ayrılığın ardından sonraki günler yaşayacakları duygu durumu nasıl olacak? Ve benzeri sorulara cevap bularak hikayenin gidişatını belireyecek.

    Eğer hayallerini gerçekleştiremeyen bir karakter olacak ise şu sorular aklımda cevap bulmakta:

    1- bu karakter kadın mı yoksa erkek mi olmalı?

    2- hayalini gerçekleştiremediği için zayıf  mı yoksa güçlü bir duruş mu sergilemeli

    3- hayalini gerçekleştirme kül ve yağmur ile nasıl bir bağlantı olacak? Bu bir yangın sonrasında yağan yağmurun ardından hayalinin küle dönüşme metaforunu mu kullanabilir yada bir yerden kabul mektubu gibi bir kağıdı yakarken hayallerine veda etmek gibi birşey olabilir mi?

    4- isimsiz hikayede karakterin bundan sonraki süreci onun açışından nasıl gelişmeli?

    5- hayallerinden vazgeçmeyecek kadar güçlü biri iken önüne çıkan engeller onu bir küle dönüştürdüyse? 

    Sadece bu sorulara cevap bulmakla işim bitmiyor. Karakterlerin fiziksek ve duygusal özelliklerini de hazırlamalıyım. Kısaca açıklamak gerekirse her yönüyle bir hikaye karakteri yazmalıyım. Tek fark sadece ismi olmayacak. Bu karakter yazma işi hallettikten sonra hikayenin nasıl başlayacağı nasıl ilerleyeceği hazırlayacağım olay örgüsü , kurgu ve ne şekilde anlatacağına karar vermem gerek. Bu süreçleri tamamlamak için sanki bir kafayla bilgisayarımın başına geçip önüme de kurgu defterimi koyup hepsini tek tek zarif bir işleme ile parmaklarımın ucunda kelimelerimin cümlelerle hayat bulmasını sağlamalıyım. Kısa bir hikaye  yazmak bir roman yazmaktan daha zordur. Kısa bir biçimde herşeyi anlatmanız gerekiyor. 

    Bu kıstasların hepsini gerçekleştirsem bile beni en çok zorlayacak kısım hikayenin başlamasına sebep olacak ilk cümle… Eğer o cümleyi iyi bir şekilde ifade edip yazmaya başlarsam işte o zaman gerisi çorap söküğü gibi gelecektir. Bu cümle bazen bir anda geldiği gibi de oluyor bazen de günler sürebiliyor. Yazdığım cümlelere beğenmeyip sildiğimde olabiliyor. Özellikle yazdığım bir hikaye yada roman - aslında profosyenel anlamda kendimi bir yazar olarak görmüyorum- bir okur gözü ile okumaya başladıysam tek bir hamle ile beğenmeyip silmiş olduğum yazılarımda mevcut. O yüzden okumasına güvendiğim arkadaşlarıma gönderir ve yapacakları yoruma göre tekrardan bir düzeltme yaparım.

    Yazdığım hikaye ve romanlarda yaptığım kurgu ile yazmaya başladığımda ki gidişat çok değişik yollara gidebiliyor. Bir örnek ile anlatmak gerekirse izlediğim bir filmden etkilenerek kurgusunu oluşturduğum yalnız 4 sene gibi bir araştırma sonucunda karakterimin hayatına etki edecek hastalığı bulduğumda büyük bir hevesle yazmaya başladığım romanım, hazırladığım kurgunun yazdıkça tam aksi yönde ilerlediğini fark ettiğimde  nerede hata yaptığımı bulmak için en başa dönmek zorunda kaldım ve bunun sonucunda yazdığım ilk 7 bölümü silmek zorunda kaldım. Anlatmak istediklerimi tam anlamıyla anlatamadığıma yazdığım cümlelerle de ise istediğim duyguyu yansıtamadığım için sildim. Hala yazı defterimde hazırladığım ilk kurgusu durmakta ama şuan o romanı yazmaya hazır değilim. Hazır olduğumda  kelimeler parmkalrımın ucunda olacak.

    Bu yazıyı  sonuna kadar okuduysanız şimdiden teşekkür ederim. En kısa zamanda “Kül ve Yağmur” hikayesini okumanız için yayınlamak dileğiyle…

Yorumlar

Popüler Yayınlar