Mavi Şemşiyeli Kız Bölüm-7

     


Çok fazla ışığın olmadığı loş bir koridorda gece vardiyasında iki yoğun bakım hemşiresi ve devriye gezen güvenlik görevlisi dışında canlı hareket gösteren kimse yoktu.  Yoğun bakım ünitesinin girişi olan beyaz koridorda kimse oturmayacağı halde rahat gözüken şeker pembesi koltuklar konulmuştu. Hastaneye ait insana umut verecek algıda oluşturulan reklamlar duvarı süslüyordu. Hastaların yaşadığına dair belirti gösteren makinelerin dışında herhangi bir ses yoktu.  Yoğun bakım ünitesinde üç tip hasta mevcuttu. Birinci tip hastalar bilinci yerinde olup önemli bir ameliyattan sonra tedbir amaçlı gözetimde tutulanlar, ikinci tip hastalar beyin sarsıntısı geçirmiş ve bir süredurum gözlenmesi için doktor tarafından yapay komaya sokulan hastalar ve üçüncüsü ne zaman uyanacağı belli olmayan komada olan hastalar burada tedavi görüyorlardı. Hemşire, sabah doktora hastaların son durumu ile ilgili doktora teslim edeceği raporları dosyanın içine koyup ait olan hastanın odasına doğru yürüyüp kapının sağ tarafındaki dosyalığa koyup içeri girdi. Hastanın son bir kez kontrolünü yapmak istedi klasik hasta odasından çok bir uzay üssü gibi etrafta hastaya ait yaşam belirtisi gösteren bir sürü makine vardı. Her hasta tipine uygun olarak döşenmiş odada hastanın eşyalarını koyabileceği küçük dolaplar yatağın tam karşısına konulmuşlardı.  Hasta yatağın sağ tarafında duvar yerine boydan boya cam vardı. Perdeleri kapalı olan cam duvara doğru yürüyüp perdeyi araladı havanın yavaş yavaş aydınlanan ve gece boyu devam eden yağmuru fark ettiğinde saatine baktı. Nöbetinin bitmesine az kaldığına sevindi. Hastaneden çıktığı gibi evine yakın olan fırından sıcak ekmek alıp ailesi ile güzel kahvaltı yapmanın hayali ile mutlu oldu. İki gün izinli olmanın rahatlığı ile eve gittiği gibi uyumasına gerek yoktu. Son kontrollerini yapmak için derin uykudaymış gibi yatan hastaya beslenmesi için konulan serumun azaldığını görünce bir şişe daha hazırlanması için diğer arkadaşına mesaj attı. Hastanın düşünülen sürede daha kısa bir zamanda iyileşme belirtisi gösteren emar görüntüsünde doktorun kararıyla yapay komadan çıkarılıp bugün uyandırılabileceği ihtimali olma ihtimaline karşı hasta uyandığı vakit kendinde olabilmesi için gerekli dozda bu serumun verilmesi için doktor tarafından bizzat dosyaya not düşülmüştü. Ortamdaki makinelerin seslerine rağmen diğer hemşirenin koridordaki ayak seslerinden bu odaya geldiğini anladı. Kapıyı vurmasına fırsat vermeden açtığında karşısındaki hemşire şaşkınlıkla:

“ Bu kadar sesin arasında benim geldiğimi nasıl anladın?”

“Yere o kadar sağlam basıyorsun geldiğini duymamak mümkün değil ,” dediğinde elindeki serum şişesini alıp diğeri ile değiştirirken:

“Dosyasına baktım da çok genç bir yaşta birden bire kalp krizi geçirmek insanın aklı almıyor.”

“Bu yaşta yaşadığı stresi düşünürsek vücudun tepki vermesi normal sınav stresi adı altında birçok şeye maruz kalıyorlar. Kalp krizi geçirdiği vakit eğer yere düşüp başını çarpmasaydı, düştüğü yerden kaldırmayıp sabit tutsalardı bu durumda olmayacaktı. “

“Kaç dakika kalbi durmuş ?”

“Yaklaşık 6 dakika kadar kalbi durmuş,  yazılan raporda sağlık ekipleri gelene kadar ilk yardım bilgisi olan bir kişi kalp masajı yapmış o süre zarfında sağlık ekibi gelmiş. Onların verdiği ilaçla yaşama dönmüş ama bilinci yerine gelmediği için buraya getirmişler.”

“Nasıl bir şekilde vurmuşsa başını artık. Buraya ilk geldiği zaman çekildiği emar görüntüsü ile şimdi ki arasında fark vardır.”

“Bugün doktor karar verecek, eğer iyileşme gösterdiyse uyandırılacak ama aynı semptomlar devam ediyorsa bir süre daha uyutulabilir. Bu hastanın yanında çok oyalandık bir saat sonra nöbet teslimi olacak diğer hastaların son durumlarına bakalım.”

Odadan çıkıp, masalarına doğru yürüdüklerinde gece uyumamanın yorgunluğu yürümelerine yansımıştı. Meslekte yeni olmamalarına rağmen ne olursa olsun gece uykusu ile gündüz uykusu bir olmuyordu. Son raporları toparlayıp dosyaladıklarında saatine bakmıştı zaman çabucak geçmiş mesainin bitmesine az kalmış diye düşünürken burnuna gele n kahve kokusunun geldiği yöne baktığında Dr. Ali Ersan beyi gördü. Gülümseyerek yanlarına geldiğinde:

“Günaydın Hanımlar,  bizim için yeni başlayan gün sizin için sona ermiş olabilir ama bu güzel güne her zaman kahve ile başlamak mutlu olmanın ilk adımı olarak düşündüğümden sizlere kahve aldım. Taze demlenmiş kahveleriniz, afiyet olsun.”

“Teşekkürler hocam,  kahve almasanız bile gülen yüzünüzü görmek bile bizim için güzel bir isteklendirme sebebi diyebilirim. Aldığımız kahve kokusundan sizin geldiğiniz anlıyoruz .”

“Teşekkür ederim. Bugünkü hasta dosyalarını alabilir miyim? Gece acil bir durum için aranmadığıma göre her şey stabil diye düşünüyorum.”

“Dediğiniz gibi herhangi bir sıra dışı bir durum yok hocam, belirtilen dozlarda ilaçlar verildi. Bugün yoğun bakımdan çıkacaklar hastalar, son kontroller ve durumu aynı şekilde seyreden hastaların hepsi dosyada. Bugün sadece durumu hakkında karar vermeniz gereken bir hastanız var. Onun dışında değişken bir durum yok.”

“Hastanın adı nedir?”

“Erkan Aksak, birdenbire kalp krizi geçirip yere düşünce beyin sarsıntısı olma ihtimaliyle yapay komada olan hastanız.”

“Tamam, şimdi hatırladım. Nöbeti devralacak hemşireye söyleyin. Son bir kez emin olmak için hastanın emarı çekilsin. Sonuca göre ilerleyelim. Hastanın yakınlarına son durumu hakkında bilgi vermek için hazır olalım.”

“Tamamdır hocam”

Dr. Ali Ersan mesleği ile tam uyumlu biçimde olan sağlıklı vücudu ile kendinden emin adımlarla odasına doğru yürürken kahvesinin son yudumunu aldığının farkına vardığında ne kadar çabuk hızlı bitirdiğini düşündü.  Odasında her daim kahve içmek için muhakkak bulundurduğu kahve makinesi her şeyiyle hazır halde kendisini bekliyordu. Kahvesini daha yeni bitirmişti içeceği bir fincan kahveye şimdi değil bir süre sonra içmeliyim diye düşündü. Her şeyin hem iyi hem de kötü tarafları vardı. Hemşirenin kendisine verdiği dosyaya odaklandı.  Erkan Aksak, doktorluk hayatında karşılaştığı ender vakalardan biriydi. Hastanın sağlık geçmişine baktığında herhangi bir kronik hastalığı bağımlılığı ya da kötü bir alışkanlığı yoktu. Birdenbire kalp krizi geçirmesini tek bir mantıklı açıklaması olabileceğini düşünüyordu genç yaşında maruz kaldığı sınav stresi, bu genç yaşta daha hayata tam manasıyla atılmadan tanışılan stres bu gibi olayları tetikleyici bir etken olarak görülürdü.  Dikkatini çeken bir nokta vardı, 6 dakika kalbi durmuş olan bir o süre zarfında ölü sayılırdı. Kalbi tekrar çalışmaya başladıktan sonra bilinen sürede bilinci yerine gelmemişti. Hastaneye geldiğinde acil müdahale ekibi gerekli emar çekimlerinden herhangi bir bulguya rastlamamışlardı. Bu sürede beyin sarsıntısı durumundan emin olmak için yapay komaya sokulmuştu. Bu düşünceler içerisindeyken çalan telefonu ile kendine geldi:

“Hocam hastanın emarı çekildi. Sonuçlar için sizi bekliyoruz.”

“Tamam, şimdi geliyorum.”

Sanki yeni bir şey keşfetme duygusu ile adımlarını hızlandırarak sonuç odasına doğru gitti. Ne ile karışılacağını bilmememe duygusuyla meraklı bakışlarla karşılaşarak içeri girdi.


Yorumlar

Popüler Yayınlar