Bir Kitap Güncesi Yazısı:Suskun Bir Yazar İhsan Oktay Anar


İhsan Oktay Anar… Nam-diğer Uzun İhsan Efendi, anlattığı hikâyeleriyle beklemedik diyarlarına götürüyor. Uzun İhsan Efendi ile tanışman suskunlar kitabı ile olmuştur. 2007 ‘deki Tüyap kitap fuarında farklı tarzlarda kitap okumak istediğimi gittiğim kitap standında çalışan görevli arkadaşa söylemiştim. “Bana tasavvufla ilgilenip ilgilenmediğimi sormuştu. Fazla bilgim olmadığını ama yazarın üslubu güzel ise kitabı okuyabileceğimi söyledim. Bana İhsan Oktay Anar’ın o zaman çıkan son kitabı Suskunları uzattı. Yazarın son çıkan kitabı olduğu, en çok satalar listesinde olduğu söyledi.”

Tavsiye üzerine aldığım kitapları okuyup beğenmediğim zaman çevremde kitap okuyan arkadaşlarıma hediye ederim. Suskunlar kitabımı fuar listemde olmayan bir kitaptı, almıştım sonuçta. Sırası geldiği zaman okuyacaktım nasıl olsa ilk önceliğim merak ettiğim kitapları okumaktı. Bir gün hangi kitabı okusam diye düşünürken gözüm suskunlara takıldı. Bu kitabı okumalıyım dedim. Kitabı elime aldım meşhur her kitap kurdunun sahip olduğu köşeme geçip başladım okumaya… Alışık olmadığın bir türde bilmediğim kelimelerle dolu bir kitaptı. Dikkatimi veremedim bir türlü ama merakla ne olacak diye merak ediyordum. Derin bir nefes aldım, başladım baştan okumaya. Her sayfayı okudukça bana kitabı tavsiye eden kişiye teşekkür ediyordum adeta. Bir sonraki sene yayımlattığı bütün kitapları aldım.Amat,Efrasiyab Hikayeleri, Puslu Kıtalar Atlası, Kitab-ül Hüyel… hepsini aldığımda sırası geldikçe okudum.

Puslu Kıtalar Atlası yazarın ilk kitabı, bu kitabı bir zamanlar çok çalışmak istediğim hatta iş başvurusunda bulunup görüşmeye çağrıldığım kitapevinden satın almıştım. Görüşmeye gitmeden bir gün önce eğer ki kabul edilirsen nasıl bir çalışma olacak niye merak ettiğim sırada gittiğimde boş çıkmamak için aldım kitabı. İlk romanlara hep tereddütle yaklaşırım. Çünkü ilk defa yazılmış bir kitapta her şey ile karşılaşabilmek mümkün. Puslu Kıtalar Atlası, gerçekten ilk defa yazılmış bir kitap olamazdı. Olay örgüsü, kurgusu, karakterler ve konusu insanı derinden etkileyen bir durumu vardı.  Kitabı okuyup bitirene kadar elimden bırakamadım. Okuduğum dönemde sosyal medya bu kadar bağımlı hale gelmemişti insanlar, ulaşım araçlarında kitabı okuduğumda insanlar bana elimde telefon değil kitap gördüğünde uzaydan gelmişim gibi bakmıyorlardı. Bu kitabı okuyup bitirdikten sonra fizik konusunda az da olsa araştırmaya başlamıştım.
Burada İhsan Oktay Anar’ın bütün kitaplarını tabii ki de anlatıp yazmayacağım. Uzun İhsan Efendi’nin kendine has üslubu ile bu keşfe çıkmanız ve anlattığı dünyayı hayretler içerisinde okumanızdır. Belki de okuyup olmuş olup benimle aynı fikirde bile olabilirsiniz. Kim bilir…

Yorumlar

Popüler Yayınlar