Bugün Varsınız Yarın İhtimal Bölüm 10



Mehmet Said karşılama salonuna doğru girdiğinde karşısındaki yeni katılan kişiye baktı. Etrafına keşfedermiş gibi bakıyordu. İlk geldiği gün kendisi de böyle değil miydi? Aldığı eğitimlere güvenerek yanına yaklaştı:
“Merhaba benim adım Mehmet Said”  dediğinde çocuk onu hiç duymamışçasına yüzüne bakmıştı. “Anlamadı mı beni acaba?” düşündüğünde bile çocuk öylesine bakıyordu. İşitme engelli olabilir mi acaba? Nasıl iletişim kurabilirim diye düşünürken masadaki ders çalışan diğer öğrencilerden bir A4 kâğıdı ve kalem istedi. Yazmaya başladı:
“ Merhaba benim adım Mehmet Said senin hikâyen nedir?”yazıp kâğıdı okuması için yanındaki çocuğa uzattı. Yazdığı cümleyi okuyabildiğini yüzündeki gülümsemeden anladı. Cebinden kalem çıkartıp yazmaya başladığında Mehmet Said onu incelemeye başladı. Çok uzun boylu değildi. Kumral bir tene sahip ela renginde gözleri vardı. Kıyafetine baktığında gayet normal görünüyordu. Bir insanla konuşmadan önce sadece nasıl biri olduğunu üstündeki kıyafete bakarak bilmeyi aldığı derslerden öğrenmişti. Öğrendiği bilgileri kendi çapında geliştirerek aklından onun hakkında bir hikâye oluşturmaya  başlamıştı:
 Doğum esnasında bir hatadan dolayı sağır olarak dünyaya gelmiş, ailesi bu durumu ismini söylediklerinde vermediği tepkiyle doktora gitmişler ve sağır olduğunu öğrenmişlerdi. Aile bu durumun tedavi edilemez olduğunu öğrendiğinde gerçeği kabullenememişti. Olası bütün tedavileri bir umut denemiş ama hiçi bir tedavi çare olmamış sessiz dünyasında onunla iletişim kurmak için işaret dilini öğrenmiş ve ona öğretmişlerdi. İşaret dilini bilmeyenlerle ise yazarak iletişim kuruyordu. “ Buraya kadar tamam da buraya gelme sebebi ne olabilir acaba ?”  ailesi kardeşi dünyaya gelince ona farkında olmadan daha çok ilgi göstermişti. Üzülmemişti aslında bu şekilde olmasına. Sessiz dünyasında mutlu yaşıyordu. Dünyadaki sesleri duymamasına rağmen okuyarak, hissederek görerek anlayabiliyordu. Bir gün rüyasında Süleymaniye Cami’ne gitti. Sanki orada biri onu bekliyormuş gibi hissetti. İçeri adım attığında kendisine gülümseyen bir kişi karşısına çıkmış ve ona sadece elini uzatmış ve kalbine doğru götürmüştü. Kalp atışlarını hissederek ne dediğini anlamış ve buraya gelmişti. Fazla hayal gücünü kullandığını düşününce gülümsedi. Tam bu esnada çocuk kağıdı ona uzatıp yazdıklarını okuması için bekliyordu.
“Buraya senin…” okumaya devam edecekken Ahmet seslendi:
“Mehmet Said Burak Bey seninle konuşmak için toplantı odasında bekliyor.” Kağıdı katlayıp cebine koyacağı zaman çocuk elinden tutup okuman gerek diyen gözlerle baktığında:
“Okuyacağım söz ama gitmem gerek” dedi ve birden bire hissettiği huzursuzlukla toplantı odasına doğru gitti.

Yorumlar

Popüler Yayınlar