Bir Pazar Sabahı Yazısı
Pazar günlerini oldum olası sevmem. Mevsimi yaz bile olsa bana hep gri gibi gözükür. Bir önce işe gitmemenin mutluluğu ile ertesi meşhur Pazartesi sendromunu hatırlatacak kadar arada kalmış bir gündür pazar. Bu kadar gri gözüken bir günün sadece sevdiğim tek yönü kahvaltısıdır. Bütün aile bir aradadır. Kahvaltı her zaman yapılmayan bütün yiyecek çeşitleri sofradadır. İşte o an gri gözüken pazar günü bir andan gökkuşağı renklerine bürünür. Televizyon kumandası kimin elindeyse onun seçtiği kanal izlenir. Annenin elindeyse magazin programı, babanın elindeyse western filmleri izlenir. Çocuklara pek söz hakkı düşmüyor bu durumda . onlara kala çizgi film izlemek olur ama bu devirde çizgi film izleyen çocuk kaldı mı acaba?
Kahvaltı bittikten sonra kumanda hala babanın elindeyse spor programları izlenir. Haftanın maç yorumları, futbolla ilgili ne varsa izlenir. Çocuklar sokağa çıkmak için annelerine yalvarır. İzin aldıktan soluğu mahalledeki diğer arkadaşlarının yanında alır. Anne ise kahvaltı sofrasını topladıktan sonra evin diğer işleri ile meşgul olur. Akşam ne yemek yapılacağı, ütü, çamaşır ve diğer işleri ile meşgul olur. Baba gerekli spor programlarını izledikten sonra evde oturmaktan sıkılmış kahvehaneye gider akşam acıkana kadar orada muhabbet dalar. Evin televizyonu hakimi anneye geçmiştir. Taze demlenmiş çay ile izleyeceği magazin programlarını izler diğer taraftan saate bakar. Çünkü yarın okul vardır, çocukların banyo etmesi gerekir ve ödevler kontrol edilmelidir. Çocuklar kendi yaşıtlarıyla oyunun eğlencesine dalmıştır. Çocukluğunun en mutlu anlarını yaşadığı zamanlardır. Annenin çağırması ile mutluluk bitmiştir. Ve gidip kalan ödevleri yapıp banyo edip akşam yemeğinden bir süre sonra uyuması gerekmektedir. Eğlence sona ermiştir.
Akşam yemeğinde aile tekrar bir araya gelmiştir. Televizyonda haberler açıktır. Anne çocuklarının yemek yemediğini kontrol eder bir taraftan kendi yemeğini yer. Yemek bittikten sonra sofra toplanır, bulaşıklar yıkanır ve çay demlenir. Çocuklar banyo etmiştir, baba televizyonda kanallar arasında gezip dikkat değer program arar durur. Son ödev kontrolü yaptıktan sonra bir bardak süt içilir ve yarın sabah erken kalkmak için yatağa doğru gider.
Benim zamanındaki Pazar günleri bu şekilde geçerdi. Geçmişe özlem duymak için değil bu yazdıklarım. Artık aile içinde kalmayan bir muhabbet söz konusu... Hepimiz bağımlı olduğumuz cep telefonlarına muhabbet etmek nedir unutmuşuz. Kahvaltı sofrası kalktıktan sonra herkes kendi köşesine çekilip bağımlı oldukları sosyal medyada ne olmuş öğrenme peşinde. Birbirimiz arasında konuşmayı unutuyoruz. Gri olsa bile yaşadığım Pazar günlerini bile özlüyorum. Kendi yarattığımız kaosa kapılmış giderken bir daha geri gelmeyecek zamanı hiç bitmeyecekmiş yaşıyoruz.
Bugün Pazar gününe yakışır gri bir yazı oldu. Yazı yayınlandıktan sonra şuan okuduğum kitaba bir bardak çay eşliğinde okumaya devam eder gün içerisinde yeni hikayem için yazı yazmaya, İngilizce pratik yapmaya ve son olarak film izlerim. Umarım her zaman gökkuşağı renginde Pazar günleriniz olur.
Kahvaltı bittikten sonra kumanda hala babanın elindeyse spor programları izlenir. Haftanın maç yorumları, futbolla ilgili ne varsa izlenir. Çocuklar sokağa çıkmak için annelerine yalvarır. İzin aldıktan soluğu mahalledeki diğer arkadaşlarının yanında alır. Anne ise kahvaltı sofrasını topladıktan sonra evin diğer işleri ile meşgul olur. Akşam ne yemek yapılacağı, ütü, çamaşır ve diğer işleri ile meşgul olur. Baba gerekli spor programlarını izledikten sonra evde oturmaktan sıkılmış kahvehaneye gider akşam acıkana kadar orada muhabbet dalar. Evin televizyonu hakimi anneye geçmiştir. Taze demlenmiş çay ile izleyeceği magazin programlarını izler diğer taraftan saate bakar. Çünkü yarın okul vardır, çocukların banyo etmesi gerekir ve ödevler kontrol edilmelidir. Çocuklar kendi yaşıtlarıyla oyunun eğlencesine dalmıştır. Çocukluğunun en mutlu anlarını yaşadığı zamanlardır. Annenin çağırması ile mutluluk bitmiştir. Ve gidip kalan ödevleri yapıp banyo edip akşam yemeğinden bir süre sonra uyuması gerekmektedir. Eğlence sona ermiştir.
Akşam yemeğinde aile tekrar bir araya gelmiştir. Televizyonda haberler açıktır. Anne çocuklarının yemek yemediğini kontrol eder bir taraftan kendi yemeğini yer. Yemek bittikten sonra sofra toplanır, bulaşıklar yıkanır ve çay demlenir. Çocuklar banyo etmiştir, baba televizyonda kanallar arasında gezip dikkat değer program arar durur. Son ödev kontrolü yaptıktan sonra bir bardak süt içilir ve yarın sabah erken kalkmak için yatağa doğru gider.
Benim zamanındaki Pazar günleri bu şekilde geçerdi. Geçmişe özlem duymak için değil bu yazdıklarım. Artık aile içinde kalmayan bir muhabbet söz konusu... Hepimiz bağımlı olduğumuz cep telefonlarına muhabbet etmek nedir unutmuşuz. Kahvaltı sofrası kalktıktan sonra herkes kendi köşesine çekilip bağımlı oldukları sosyal medyada ne olmuş öğrenme peşinde. Birbirimiz arasında konuşmayı unutuyoruz. Gri olsa bile yaşadığım Pazar günlerini bile özlüyorum. Kendi yarattığımız kaosa kapılmış giderken bir daha geri gelmeyecek zamanı hiç bitmeyecekmiş yaşıyoruz.
Bugün Pazar gününe yakışır gri bir yazı oldu. Yazı yayınlandıktan sonra şuan okuduğum kitaba bir bardak çay eşliğinde okumaya devam eder gün içerisinde yeni hikayem için yazı yazmaya, İngilizce pratik yapmaya ve son olarak film izlerim. Umarım her zaman gökkuşağı renginde Pazar günleriniz olur.
Yorumlar
Yorum Gönder