Kitap Okurken Göz ardı Ettiklerimiz


Bu yazıyı yazmak uzun süre aklımdaydı ama bir ifade edebileceğim cümleleri bulamadım diyebilirim. Son yıllarda özellikle İnstagram’ın insanlar arasında daha fazla popüler olmasıyla her alan ile ilgili bir sürü profil sayfası açıldı. Edebiyat ile ilgili ise kendilerine Bookstagram diye tabi ettikleri kitap yorum profilleri de açıldı. Bu profillerde kitabın fotoğrafla ön plana çıkartılması ve kitaba dair ne olduğunu anlamak için yorum kısmını iyi bir şekilde okumak olacaktır. Şu bir gerçek ki bu tarz profilleri birçoğu değil sizin açınızdan size bir şeye katacak kitabı okumanızı sağlayacak profilleri seçip takip etmektir.

Asıl anlatmak istediğime gelelim şimdi. Bundan üç yıl önce okuduğum bir yazıda kafama dank eden düşünceleri yazmak istiyorum. Okuma serüvenim başladığından beri kendimi iyi bir kitap kurdu olarak tabir ederim. Ve bir kitabı okumaya başladığımda, kitap ile bütünleşirim. Bu durum gerek konu, üslup, dil bilgisi kitap ile ilgili aklınıza ne gelirse. İşte bu yazıyı okuyana kadar kendimi bu şekilde düşünürdüm. Okuduğumda bana bir şeylerin farkında olmamı sağlayan yazını linkini bırakacağım merak ederseniz oradan okuyabilirsiniz.


 


Her kitap okuyan insan illaki yabancı bir yazarın kitabını okumuştur. Okuduğu kitabı yorumlarlar o bildiğimiz gerekli cümleleri de yorumuna katmıştır. Peki, yabancı yazarın kitabını orijinal dilinde mi okumuştur da okuyucuyu bu kadar derinden etkilemiştir? Hayır, aslından Türkçeye çevrilen kitabın diline hayran olmuştur. Peki, burada göz ardı edilen kim? Kitabı, bizim için okunmasını sağlayan “ Çevirmen”

Bir konu anlatılacağı zaman ilk önce onu tanımı yapılır. Çevirmen nedir? Türk dil kurumuna göre: Herhangi bir metni bir dilden başka bir dile çeviren kimse şeklinde tanımlamıştır.

Çevirmen’in işi kolay bir iş değildir. Bunu herkes çok iyi bir şekilde bilir aslında çünkü ikinci bir dili öğrenirken aradaki anlam farklarından bunu anlayabiliyoruz. Bu insanın yazarın anlatmak istediğini biz okuyuculara anlatabilmek için nasıl bir çaba sarf ettiğini düşünmeye başlayın derim. Biz elimizde bir fincan kahve eşliğinde o kitaptaki her satırı itina okurken yazarın kendisine iyi anlamda düşünüp sosyal medyamızda bu kitapla ilgili nasıl yorum yapabilirim diye düşünürken çevirmen aklımıza dahi gelmiyor. Aslında bizim okuduğunuz yazarın kendi üslubu değil çevirmenin bize o kitabı okutmasını sağlayan üslubudur.

Çevirmenlik gerçekten öyle koyla bir iş değildir. Bir dil ile bütünleşmek gibidir. Çevireceğiniz her sözcük karşı tarafın nasıl algılayabileceğini düşünmektir. Okuduğunuz sayfaları size aktaran kişidir çevirmen.

Yabancı bir yazarın çeviri olan kitabını okuduğunuzda bunlar aklınıza gelir. Okuduğunuz kitapla ilgili soysala medyada yorum yapacağınız zaman lütfen çevirmenlere teşekkür edin. Zira kitabı onun sayesinde okudunuz.

Çevirmenler ile ilgili yazımı umarım sonuna kadar okumuş olup bir nebze olsun size yararı olduysa ne mutlu bana. Okuduğum dergideki yazının linkini buraya bırakıyorum.

https://arkakapak.babil.com/cevirmenin-elestirmen-karsisindaki-caresizligi/


Yorumlar

Popüler Yayınlar