Keşf-İ Alem Yazısı: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Trolleybüs Kütüphanesi

 Bir hikaye yada herhangi bir blog yazısı yazarken, bulunduğum bölgede benim için her zaman önemlidir çünkü sürekli aynı yerde yazı yazmak bir süre sonra yazma hevesimi sağlayan ilham ve motivasyonumu düşürüyor bunun sonucunda yazmayı bekleyen yazılar , hikayeler düşünceler defterimde yazmam için beklemek zorunda kalıyor. 

Bu sebeple yazı yazarken evdeysem evin herhangi bir köşesinde- mutfak, salon- o gün nerede yazmak istersem orada yazıyorum. Hem yazma motivasyonuma iyi geliyor hemde aklımdaki düşüncelere cümleler şeklinde hayat verdiğimde daha mutlu oluyorum.

Evde yazmak istemediğim zamanlar ise havanın durumu gideceğim yeri seçmemde büyük bir etken oluşturuyor. Gittiğim yerde de ortamını beğendiğim bir kahve dükkanında oturup saatlerce yazabiliyorum. Diğer bir yazı yazma yerim ise İstanbul’da keşfettiğim kütüphaneler diyebilirim. Kütüphanelerde yazmayı genelde yaz mevsiminde tercih ediyorum, kış mevsiminde sevgili öğrenci arkadaşlardan yer bulamadığım olduğu için geri gerisine kütüphaneden çıkmak çok üzücü bir durum oluyor. 

Yaz mevsiminde istediğim kütüphane de istediğim gibi yer bulabiliyorum. Bugün size okuyacağınız cümleleri yazacağım kütüphane ise troleybüs kütüphanesi, konum olarak vezneciler tarafında İstanbul üniversitesi’nin Beyazıt kampüsünün arkasında olan okul zamanı yer bulunması zor olan küçük bir kütüphanedir. 

İBB miras tarafından Beyazıt İETT Troleybüs Kuvvet Merkezi olan troleybüs binasını ferah yüksek tavanlı insanı ders çalışırken yada yazı yazarken rahatsız etmeyecek şekilde dizayn edilmiş bir kütüphane restore edilmiştir.


Kütüphane Troleybüs - Vikipedi


 

Bu kütüphaneyi keşfetmem aslında tamamiyle bir tevafuk diyebilirim. Ajanda tutmayı seven biri olarak o haftaki izin günümde evde yazmak yerine kahvelerini beğendiğim kahve dükkanında yazmak için not düşmüştüm. Sabah erkenden kalkıp bütün işlerimi hallettikten sonra  çantamı hazır edip yollara düştüm. Kahve dükkanına geldiğim zaman ise küçük bir mekan olduğu için bütün masalar doluydu. B planım olduğumdan Veznecilerden yürüyerek küçükpazar ordan Eminönü’ndeki diğer kahve dükkanına gitmek için yola koyulurken troleybüs kütüphanesinin önünden geçtiğimde” Acaba içeride boş masa var mıdır?”  Kapıdan içeri girdiğimde beni güleryüzlü bir kütüphane görevlisi karşıladı ve kimseyi rahatsız etmeyecek bir ses tonu ile üyeliğim olup olmadığını sordu.olmadığını söyleyince hemen üye olup kütüphaneden yaralanabileceğimi söyledi.

Çok büyük bir kütüphane değil ama içerisindeki atmosfer insanı çok iyi bir şekilde motive ediyor. Kaç saat kaldığımı hatırlamıyorum lakin o dönemde yazdığım ve burada yeni yayınlamaya başladığım Hayalet Kelimeler için 7 sayfa yazdığımı bilirim. Sadece ders çalışmak için değil kütüphanenin arşivinde gerçekten okunmaya değer bir çok kitap mevcut. Yazı yazmaya başladığımda yanımda termosla kahve ve su şişemi de getirdiğim için dikkatim dağılmadı ve o gün hedeflediğim sayfa  sayısına da ulaştım. Özellikle yaz mevsiminde sessiz sakin bir yerde kitap okumak yada ders çalışmak için mükemmel bir yer diyebilirim. 

Bir sonraki kütüphane keşfi yazımda görüşmek üzere…

Yorumlar

Popüler Yayınlar